ABD’nin önderliğinde hazırlanan bu proje (BOP) ile emperyalizme karşı direnen milli devletler etnik ve dini etmenler ile bölünecek, aynı zamanda hem onların tehdit oluşturması engellenecek hem de uzaktan daha kolay yönetilebilecekti. Geride bıraktığımız 24 yılın bölgemiz açısından en önemli mücadelesi bu mevziidedir.
Emperyalizm yüz yılı aşkın süredir milli devletleri parçalamak için çalışıyor. Bu parçalama girişiminin en kuvvetli aracı da etnik ve dini unsurları kullanılması olmuştur. Avrupa’da Katolik-Ortodoks-Protestan ayrımını körüklediği günlerden bölgemizde Sünni-Şii ayrımını körüklemeye geçmiş, aynı zamanda da Kürt-Türk-Arap ayrımına giderek olası bir birlikteliği engellemeye çalışmaktadır. Genç cumhuriyetin sürekli uğraştığı isyanların özünde de bunlar vardı. 1921 Koçgiri, 1925 Şeyh Said, 1926-30 Ağrı, 1937-38 Dersim İsyanları bunların örneklerini oluşturur.
O yıllarda Türkiye verdiği İstiklâl mücadelesi ile bağımsızlığına kavuşmuştu ancak Irak ve Suriye aynı durumda değildi. Irak İngiliz, Suriye Fransız mandası altındaydı. Bu bir açıdan Türkiye’ye de tehdit demekti. Kaldı ki yukarıda bahsettiğimiz isyanların teşvik noktası, sömürge yönetimini elinde tutan İngiltere ve Fransa’dan gelmekteydi.
Türkiye bugün de aynı sorunlarla mücadele içinde. Atlantik sisteminin başını çeken ABD, Avrasya’nın bağımsızlık adına uyanışları ertesinde Batı Asya’daki ülkelerin etnik ve dini unsurları üzerinden kışkırtmalarını artırdı. Bunun en önemli yansıması da ülkemizde cereyan etmekte. Emperyalizm, Türkiye-Irak-İran-Suriye iş birliği yapmasın diye elindeki tüm kozları oynuyor. 40 yılı aşkın süredir Türk-Kürt ayrımı yaratmaya çalışarak PKK’yı kullanırken son birkaç yılda sığınmacılar üzerinden Türk-Arap kışkırtmalarını yaptığını görüyoruz. Ancak bugün de, elli sene önce de yüz sene önce de çözümün aynı olduğunu söyleyebiliriz: Bölgesel iş birliği.
Aşağıda tam metnini vermiş olduğumuz belge de bunun bir kanıtını oluşturmakta. 23 Ocak 2024’te gizliliği kaldırılmış olan belgenin böyle bir süreç içerisinde açılmış olması da ayrıca anlamlıdır. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’nde ‘’Irak’ta Yaşanan Kürtçülük Hareketi Hakkında İstihbari Bilgi’’ adıyla kaydedilmiş olan evrak, 20 Temmuz 1932 tarihine aittir.
Belgenin içeriğine baktığımızda Suriye sınırları içinde Fransızların desteğiyle başlatılmış olan Kürtçülük propagandasına işaret edilmiş, günün Irak Başbakanı Nuri Said Paşa’nın bu bilgiyi Türkiye elçiliğine bildirmiş olduğunu görüyoruz. Bugün Irak’ın kuzeyindeki Barzani yönetiminde olan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin temelini atan Molla Mustafa (Barzani)’nin da adı verilerek bu hareketin önüne geçilmesi isteniyor. Bunun da ancak Türkiye-Irak-İran devletlerinin üçlü ittifakından geçtiğinin altı çiziliyor.
Parantez içerisinde verilen sadeleştirilmiş kelimeler metnin anlaşılması için tarafımızca eklenmiştir. Bunun haricinde metnin orijinalinde bulunan yazım hatalarına dokunulmamıştır.
Belge yeri: (BCA 533/8324-57357-2)
Irak Hududunda Bir Kürt Meselesinin Doğabileceği
Nuri Paşa’nın Bağdat şefimize gönderdiği hakkında: Hududun şekavet hareketinin olasılık milli bir Kürt hareketine dönebileceği.
No 121: Kürtçülük Hareketinin propagandası Suriye’de Fransızlar tarafından yapıldığı, tahkikat Türkiye, Irak, İran aleyhine müteveccihtir(yöneliktir). Bu üç devlet aralarında anlaşıp Fransa nezdinde müşterek teşebbüste bulunmaları lazımdır. Barzanilerin huduttaki şekavetleri(isyanları) müzmin(uzun süreli) bir hale gelirse Suriye’deki Fransız propaganda merkezi bundan istifa ederek bu şekavet hareketini milli bir Kürt hareketine çevirebilirler.
No 126: Dahiliye Veziri Hikmet Süleyman Bey, Kürt meselesinde Türkiye ve Irak hükumetlerinin siyasileri ve menfaatleri bir olduğunu söyleyerek bu işe müteallik(ilişkin) istihbarat işlerinde bizimle Collaborer (Fransızca: iş birliği) etmeye hazır olduğunu şefimize bildirmiştir.
No 132: Hududun emniyetin ihale devam eden Tayyip Bey ve adamlarının oradan uzaklaştırılması talebi.
No 143: Molla Mustafa’nın kumandası altında Barzanili bir çetenin Irak toprağına girerek şekavetleri
No 144: Nuri Paşa Kürt meselesinde müşterek hareket hakkında elçimize hükumetimizden ne talimat aldığımız sorulmuştur.
Yazı: Teori Dergisi, Yiğit Çınar