Kumpas içinden kumpas çıkartmak

“`html

Futbol ve Casusluk İlişkisi: Erdoğan’ın Operasyonlarıyla Bağlantısı Nedir?

Futbol dünyasında yaşanan casusluk soruşturmaları, Erdoğan’ın yürüttüğü operasyonlarla nasıl bir ilişki içinde, incelemek gerek!

İlişkiyi anlamak için önce aşağıdaki tabloya bir göz atalım:

Haber Tablosu

Tablodan ne anlıyoruz?

İki takım bir araya gelmiş, ancak maçın sonucunda gözlemlenen durum oldukça ilginç. Sonuç 0-0, ve toplam atılan şut sayısı da sıfır. Atılan bir şutun isabet oranı da düşünülünce oradaki durum pek farklı gözükmüyor. Direkten dönen şut da bulunmamakta.

Bu durum geçen yıl Nisan ayında dikkat çekmiş ve iki takıma da cezalar verilmişti. Ancak, “Bu nasıl olabilir?” sorusu pek fazla gündeme gelmemiş gibi görünüyor. “Takımlar neden 90 dakika boyunca sahada aktif olma çabası gösterir?” tartışılması gereken bir konu olarak kalmış.

Futbol kulüpleri, hakemler ve oyuncular, bahis skandalı patlak verene kadar mevcut duruma tepkisiz kaldılar. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun hakemlerle ilgili açıkladığı istatistikler, durumu daha da çarpıcı hale getiriyor:

On hakemin her biri 10 binin üzerinde, 42 hakemin 1000’in üzerinde ve 1 hakemin ise 18 bin 227 maça bahis oynamış durumda.”

Gazeteci Tahir Kum, soruşturmanın Ankaraspor-Nazilli Bld. maçında ortaya çıkan tuhaflıklar üzerine başlatıldığını belirtti.

Erdoğan’ın Operasyonları ve Futbolla İlişkisi

Peki, bu konunun Erdoğan’ın yürüttüğü operasyonlarla bağlantısı ne? Sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) operasyonları değil, 2010 yılından itibaren pek çok “şok operasyon” olayı ile karşılaştık.

Hangisi sizce gerçekten etkiliydi?

  • OdaTV torba davası
  • Hanefi Avcı’nın Devrimci Karargah davasındaki “atanma” durumu
  • Askeri Casusluk soruşturması
  • Ümraniye’deki el bombaları olayı

Erdoğan yönetimi altında yürütülen davaların birçoğu sonuçsuz kaldı. Özellikle AKP içinde bile “bu işte başka bir durum var” diyenler vardı. Fakat, 15 Temmuz olayları sırasında bazı yüksek mevkideki AKP’lilerin itirafları, kimin asli hedef olduğuna dair önemli ipuçları sundu. Gözler, tatbikat için sahaya çıkarılan genç askeri öğrenciler üzerindeydi.

Günümüzde Devam Eden Olaylar

Bugün itibarıyla, Ekrem İmamoğlu’nu Silivri’ye göndermeye yönelik süregelen operasyonlar kapsamında kaç kişi tutuklandı ya da hangi davalar açıldı, tam hatırlayamıyorum. Ancak biliyorum ki, birçok davada bir sonuca ulaşılmadı, düşülen suçlamalar yeterince kanıtlanamadı. Yani şut atılamadı.

Gürsel Tekin’in sahneye dönmesi dışında!! Gol anlamında durum neredeyse sıfır.

Peki gerçekte ne yaşandı? İşte birkaç detay:

  • İngiliz ajanı olarak adlandırılan Chris’in, bazı bakanların fotoğraflarını çektiği ve çeşitli bakanlıklardan siber güvenlik ihaleleri aldığı iddia edildi.
  • Bankaların elini ayağına dolayan durum: Hüseyin Gün’ün, WICKR casusluk yazılımını İBB’ye tahsis ettiği öne sürüldü. Ancak bu sistem aslında bu bankaların da kullandığı bir platformdur.
  • Ekrem İmamoğlu ile Hüseyin Gün arasında herhangi bir yazışma olmadığı açıkça ortaya çıktı.
  • Gün ile Necati Özkan arasındaki mesajlaşmalarda ise basında yer alan gibi bir talimat verilmedi; sadece genel tavsiyeler yer almaktadır.

İktidar, kendi kalesine gol atmayı bırakın, Hakan Fidan’ın dönemi sırasında yaşanan data hırsızlığını hatırlatmış durumda. Savcılık, olayın ciddiyetini anlatamayıp, karmaşık bir iddianame ile durumu örtbas etmeye çalıştı.

Fakat casusluk iddiaları arasında, “İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütünün amacını uluslararası destek sağlamak için casusluk yapmak” şeklinde yüksek sesle seslendirildi. Ancak yolsuzluk iddialarının kanıtlanamadığı aşikar. Eğer bu iddialar gerçek olsaydı, casusluk kumpasına da gerek kalmazdı.

Yıllarca kendilerine bu kadar güvenenler sonunda bu durumla yüzleşmek zorunda kalacaklar. Masalların sonu geldi.

Abdülkadir Selvi bile, “Çünkü Ekrem İmamoğlu’nun Hüseyin Gün ile yazışması ya da başka bir bağlantısı yok.” diyerek bir gerçeği kabul etti.

Türkiye’de çocukların sokaklarda şiddete maruz kaldığı bir gerçek. Uyuşturucu kullanımı da oldukça tehlikeli biçimde artmış durumda. Ayrıca, işsizlik oranı da hala yüksek:

Türkiye’de her 3 kişiden biri işsiz olduğu düşünülmektedir. Bu durumu, Erdoğan’ın İmamoğlu ile ilişkisini öne sürerek gözden kaçırabileceğini düşünmesi talihsiz bir yanılgı.

Şiddet Olayları ve Medya Manipülasyonu

Ankara’dan gelen çarpıcı görüntülere de dikkat çekmek gerekiyor. Hacettepe Üniversitesi içerisinde, kimliği belirsiz bir grup yüzleri maskeli ve ellerinde bıçaklarla öğrencileri hedef aldı. Ancak iddialara göre, saldırıya uğrayanlar gözaltına alındı.

Kısa bir süre önce medyada yer alan bir haberde, İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ın ziyareti “Dünya liderleri Erdoğan’ın ayağına geliyor” olarak yorumlandı. Fakat ziyaretin, Türkiye’nin sipariş verdiği Eurofighter uçaklarının alınması amacıyla gerçekleştiği anlaşıldı. Bu durum Cumhurbaşkanı Erdoğan için ne kadar yararlı olabilir ki?

Sonuç olarak, Türkiye’deki sorunları gözden kaçırmak oldukça güç. Şayet Erdoğan bir kaos yaratmayı başaramazsa, geriye yalnızca kontrol edemediği iç politik sorunlar kalacak.

“`

Author: can tok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir