Söz konusu yasa tasarsı, ABD’de kürtaj haklarının geri alınmasının ardından Başkan Emmanuel Macron tarafından vaat edilmişti . Macron hükümeti, Fransa anayasasının 34. maddesinin, “kadınların garanti altına alınan kürtaja başvurma özgürlüğünün kullanılmasına ilişkin koşulları yasa belirler” ifadesini içerecek şekilde değiştirilmesini istiyor.
Anayasa değişikliğinin parlamentonun her iki kanadından da geçmesi için referandumla ya da parlamentonun ortak oturumunun beşte üç çoğunluğuyla onaylanması gerekiyor. Macron’un hükümeti ikinci yöntemi hedefliyor ancak tedbirin Senato’daki destek düzeyi Ulusal Meclis’teki kadar kesin değil.
Fransa’nın parlamentoda temsil edilen büyük siyasi partilerinden hiçbiri kürtaj hakkını sorgulamıyor ve parlamentonun alt meclisi olan Ulusal Meclis’teki milletvekillerinin çoğunluğunun teklifin lehine oy kullanması bekleniyor.
Senato’daki muhafazakar çoğunluğun bazı üyeleri, teklifin metnini eleştirerek, teklifin oradan geçişini daha belirsiz hale getirdi. Tasarının aynı versiyonu sonuçta her iki meclisten de geçerse, Macron beşte üç oyu kazanmak amacıyla tüm yasa koyucuları özel bir oturuma çağıracak.
Fransa’da kürtaj 1975 tarihli bir yasayla suç olmaktan çıkarıldı, ancak anayasada kürtaj haklarını güvence altına alacak hiçbir şey yok.
Hükümet, tasarıya sunduğu girişte, Yüksek Mahkeme’nin 2022’de kürtaj hakkını güvence altına alan 50 yıllık bir kararı bozduğu ABD’de kürtaj hakkının tehdit altında olduğunu savundu.
Fransız mevzuatının önsözünde “Maalesef bu olay münferit değil: birçok ülkede, hatta Avrupa’da, kadınların isterlerse hamileliğini sonlandırma özgürlüğünü ne pahasına olursa olsun engellemeye çalışan görüş akımları var” deniyor.
Polonya’da, zaten kısıtlayıcı olan kürtaj yasasının tartışmalı bir şekilde sıkılaştırılması, geçen yıl ülkede protestolara yol açmıştı. Polonya anayasa mahkemesi 2020’de kadınların Down Sendromu da dahil olmak üzere ciddi fetal deformiteler durumunda artık hamileliği sonlandıramayacağına karar verdi.