Robotlar doğayı taklit ediyor, peki çevre ne olacak? İşin uzmanları anlatıyor

Biyomimetik Robotlar: Doğadan İlham Alırken Çevreyi Düşünmek

Biyomimetik robotlar, doğanın milyonlarca yıllık mühendislik harikalarını taklit ederek teknoloji dünyasında çığır açıyor. Yusufçukların uçuş dinamiklerinden ilham alan dronlardan, köpekbalığı derisinin sürtünme azaltıcı yapısını kopyalayan denizaltı kaplamalarına kadar, bu robotlar sağlık, endüstri ve savunma gibi alanlarda devrim vadetti. Ancak, bu yenilikçi teknolojinin enerji tüketimi ve çevresel etkileri, sürdürülebilirlik tartışmalarını alevlendirdi.

Uzmanlar, biyomimetik robotların karbon ayak izini ve ekolojik yükünü azaltmak için acil çözümler gerektiği konusunda hemfikir.

Biyomimetik robotlar, doğadaki canlıların anatomik ve davranışsal özelliklerini model alarak tasarlandı. Örneğin, MIT’nin 2023’te tanıttığı bir robot, karıncaların toplu hareket sisteminden esinlenerek afet bölgelerinde arama-kurtarma görevlerini optimize ediyor.

Japonya’daki Tohoku Üniversitesi’nden Prof. Dr. Shigenobu Kainuma’nın ekibi, balıkçıl kuşlarının aerodinamik gagalarından ilham alarak yüksek hızlı trenlerin enerji verimliliğini %10 artıran bir tasarım geliştirdi. Bu teknolojiler, enerji tasarrufu ve performans artışı sağlarken, üretim ve işletim süreçlerinde ciddi enerji talepleri doğurdu.

ENERJİ TÜKETİMİ: GÖRÜNMEZ BİR YÜK

Biyomimetik robotların geliştirilmesi ve çalıştırılması, yüksek enerji tüketimi gerektirdi.

Stanford Üniversitesi’nden Dr. Allison Okamura, biyomimetik robotların hassas hareket kabiliyetleri için karmaşık algoritmalar ve yüksek performanslı aktüatörler kullandığını belirtti. Okamura, “Bu robotların eğitimi ve işletimi, veri merkezlerinin enerji tüketimini artırıyor. Örneğin, bir insansı robotun öğrenme süreci, bir hanenin yıllık enerji kullanımına eşdeğer olabilir” dedi.

Nature Energy’nin 2024 raporuna göre, robotik sistemlerin küresel enerji talebi, 2030’a kadar %12 artabilir.

Üretim süreçleri de çevresel yükü ağırlaştırıyor. Biyomimetik robotlarda kullanılan karbon nanotüpler (CNT) ve kompozit malzemeler, yüksek enerji gerektiren üretim süreçleriyle elde ediliyor.

Nanokar Nanoteknoloji’nin raporuna göre, CNT’lerin üretimi sırasında ortaya çıkan karbon emisyonları, geleneksel çelik üretimine kıyasla %30 daha fazla. Ayrıca, bu malzemelerin biyobozunurluğu sınırlı; deniz ve tatlı su ekosistemlerinde birikerek mikroorganizmalar üzerinde toksik etkiler oluşturabilir.

ÇEVRESEL ETKİLER VE ELEKTRONİK ATIK SORUNU

Biyomimetik robotların çevresel etkileri, yalnızca enerji tüketimiyle sınırlı değil. Foxtech Robotics’in XTRON ATOM P1 Pro gibi insansı robotları, karmaşık elektronik bileşenler ve bataryalar içeriyor. Bu cihazların ömrü sona erdiğinde, geri dönüşüm süreçleri yetersiz kaldı. Greenpeace’in raporuna göre, küresel elektronik atıkların yalnızca %17’si geri dönüştürülüyor, geri kalanı ise çöplüklere ya da gelişmekte olan ülkelere gönderildi. California Üniversitesi’nden Prof. Dr. Julie Schoenung, “Biyomimetik robotlar, yenilikçi olsalar da, geri dönüştürülemeyen malzemeler kullanıldığında uzun vadeli çevresel tehdit oluşturuyor” uyarısında bulundu.

Su tüketimi de göz ardı edilemez. Robotların üretiminde kullanılan yarı iletkenlerin işlenmesi, milyonlarca litre tatlı su gerektirdi.

Environmental Research Letters’ın makalesinde, bir mikroçip üretim tesisinin yıllık su tüketiminin, küçük bir şehrin su ihtiyacına eşdeğer olduğu belirtildi.

Biyomimetik robotların hassas sensörleri ve mikroişlemcileri, bu talebi daha da artırdı.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN ÇÖZÜM YOLLARI

Uzmanlar, biyomimetik robotların çevresel etkilerini azaltmak için yenilikçi stratejiler önerdi.

Imperial College London’dan Prof. Dr. Jessamyn Fairfield, enerji verimli algoritmalar ve biyobozunur malzemeler geliştirilmesinin kritik olduğunu vurguladı. Fairfield, “Doğadan ilham alan robotlar, doğaya zarar vermemeli. Örneğin, bitki bazlı polimerler, geleneksel plastiklerin yerini alabilir” dedi.

Almanya’daki Bremen Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, köpekbalığı derisinden esinlenen silikon kaplamalarla gemi endüstrisinde enerji tasarrufu sağladı; benzer yaklaşımlar robotik üretimde de uygulanabilir.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı da bir diğer çözüm. Bingöl Üniversitesi’nin Yenilenebilir Enerji Sistemleri programı, güneş ve biyokütle gibi kaynakların robotik üretimde entegrasyonunu araştırıyor. Robotik tesislerde güneş enerjisi kullanımı, karbon emisyonlarını %25 azaltabilir. Ayrıca, modüler tasarımlar ve geri dönüşüm odaklı üretim süreçleri, elektronik atık sorununu hafifletebilir.

DOĞADAN ÖĞREN, DOĞAYI KORU

Biyomimetik robotlar, doğanın kusursuz tasarımlarını teknolojiye taşırken, çevresel sürdürülebilirlik için ciddi bir sınavla karşı karşıya.

Janine Benyus’un 1997’de ortaya attığı biyomimikri kavramı, doğadan öğrenmeyi ve çevreyle uyumlu teknolojiler geliştirmeyi savundu. Benyus, “Doğadan ilham almak yetmez; doğanın sınırlarına saygı göstermeliyiz” sözleriyle uyardı.

Oxford Üniversitesi’nden Dr. Kate Crawford, teknolojinin çevresel etkilerini şeffaflaştırmanın önemine dikkat çekti:

“Biyomimetik robotlar, afet kurtarmadan tıbbi rehabilitasyona kadar insanlığa hizmet edebilir, ancak bu yeniliklerin bedeli çevre olmamalı.”

Crawford’un yayımlanan Atlas of AI kitabı, teknolojinin ekolojik maliyetlerini gözler önüne serdi.

GELECEĞE DAİR SORULAR

Biyomimetik robotlar, insanlığın karşılaştığı sorunlara doğadan ilham alan çözümler sunuyor, ancak bu teknolojinin çevresel etkileri henüz tam olarak anlaşılmadı.

Enerji tüketimi, elektronik atık ve su kullanımı gibi sorunlar, bu alanda daha fazla araştırma ve düzenleme gerektirdi.

Uzmanlar, teknoloji şirketlerinin ve hükümetlerin, sürdürülebilir üretim ve geri dönüşüm politikalarına öncelik vermesi gerektiğini vurguladı.

Related Posts

Apple ürünlerine artık etiket yapıştırılacak

Apple, Avrupa Birliği’nde yürürlüğe giren yeni düzenleme kapsamında, iPhone ve iPad modellerine enerji verimliliği etiketleri eklemeye başladı. 20 Haziran 2025 tarihi itibariyle AB’de satılan tüm yeni Apple cihazlarının kutularında yer alacak bu etiketler, kullanıcıların ürün seçimini daha bilinçli yapmalarını sağlamayı hedefliyor.

Telefonlardaki bellek miktarı yapay zeka sebebiyle 24 GB’a çıkıyor

Gelen bilgilere göre 2026 yılında çıkacak olan Android amiral gemisi modellerinde artık 24 GB bellek standart olacak. Sebep ise tabi ki Yapay Zekâ!

Beynimiz duruyor mu, durduğunda neler oluyor?

İnsanlar hayatlarının yüzde 20’sine kadarlık bir döneminde boş zihin durumu yaşıyor.

Renault CEO’su istifa etti

Renault CEO’su Luca de Meo, Fransız otomotiv şirketindeki görevinden istifa etti. Meo’nun Gucci’nin de sahibi olan Fransız lüks tüketim şirketi Kering’in başına geçeceği öğrenildi.

Güneş’te devasa bir delik açıldı: Kutup Işıkları mı geliyor?

Güneş’in yüzeyinde devasa bir koronal delik açıldı ve bu açıklıktan çıkan yüksek hızlı güneş rüzgârı doğrudan Dünya’ya doğru ilerliyor.

Siber saldırılar başladı: Türkiye de etkileniyor

Sabaha karşı İsrail’in İran’a başlattığı saldırı dünyanın gündemine oturdu. Siber saldırı da başladı. Türkiye de internet hızı etkilenen ülkeler arasında yer aldı.